Başlıkta gayet güzel özetliyor ama yok ben illa açıklamayı da okurum, kıl tüy adamım ben diyorsan anla ki bu blog mlog işleri gereksiz işler. 'Öyleyse sen niye blog takılıyon?' diye sorarsan iki dakka durmam kırarım çeneni. Sana mı sorucam ne takılıp ne takılmayacağımı, istemiyorsan bas git meşgul etme dükkanın önünü...

The Boat That Rocked

The Boat That Rocked
Sıcak film, makara, güzel... Müzikler isa haaarika, biraz eski ama benim kafada...

Pazar, Ekim 21, 2007

muunlayt sonat

Aslında bunu Eser için koydum. Son zamanlarda program yazmaktan zaten 3 gr. olan beyninin durma noktasına geldiğini bildiriyordu. Sonra düşündüm ki Betofın bunu bir tek Eser için bestelemediğine göre vatan millet evlatları da kullanabilir . Neden mi bahsediyorum, sol yandaki Beethoven - Moonlight Sonata isimli sonatdan.

Şimdi efendiler, kafanın durma noktasına geldiği anda kapatıyorsunuz bütün ışıkları, uzanıyorsunuz olduğunuz yerde, gözleri de kapatıp, orta seste bu şarkıyı açıyorsunuz. Çok değil hepi topu 5-6 dk. gözler kapalı dinliyorsunuz. Bir bakıyorsunuz ki resetlenmişsiniz. En son kendinize ne zaman reset attığınızı düşünün. Haaa, o zaman resetleyin kendinizi. Bu fakire de bir dua edersiniz artık...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

şimdi her ne kadar şarkı süper olsada betofın amcamıza saygımız sonsuz olsa da, ben hemen bir ters saltoyla piç edeyim senin o tüm şarkıyla ilgili iyi niyet duygularını.

bu ve bunun tarzındaki şarkılar her zaman kötü birşeylerin habercisidir aslında, ya başroldeki sapıkcan kişi parmak kolye koleksiyonuna bir tane daha ilave etmek üzeredir, ya da fransız abimiz/ablamız hayatında ters giden bişeyleri farketmek üzeredir ve değiştirmek için birşeyler yapıyordur, ki bu hatun kişi için aldatmak er kişi içinse aldatmak olarak neticelenir genelde, sonuçta hepimiz aynı bokuzdur ve hayatta hiçbirşey değişmemiştir, saat 5'te bile...

justine_therese dedi ki...

bak bu doğru. hiç mutlu sonlarda falan çalmaz bunlar. ama bana sevgili onurcum senin ilaçlarına güvenim tam... her konuda bak:) ne önersen yapıcam bundan sonra, o kadar kesin söylüyorum...

Onur dedi ki...

Olayı hemen hollywood'a yada Canal + destekli sancılı fransız filmlerine dökmüssünüz. Bakınız Betofın diyorum, klasik müziği icat eden adam diyorum, bu muhterem yasamıs tee bilmem kac bin yıl önce. O zaman yokmuş böyle filmler. Doğal olarak betofın da onun için yapmamış. Bakmış ayışığı giriyor camdan içeri, tabii armstrong da daha portakal o zamanlar ay ne ola ki bilinmiyor, betofın da alkollü, önünde piyano, demiş bir tükü çığıriiim. Bööle yani... Konuşturmayın cehaletimi burada...

Unknown dedi ki...

sevgili onurcum,bu müziği daha öncede süper çalan bi adamdan dinlemiştim yine aynı hisler içindeyim.gerçektende ruhi bi bunalım içinde olan klasik soğuk , durgun fransız filmlerinden fırlamış gibi.
ya bu müzik bedeninizin bilimum yerlerini resetlemeyeceği gibi insana daha bi kasvet katıyor.
ama resetlenmeye ihtiyacı olanlara sesleniyorum ;şöyle boğaza karşı,içinizi ürperten hafif bir rüzgar.elinizde sıcak bir fincan çayla manzara seyretmeyi ve geçen gemilere bakınarak ruhunuzu dinlendirmeyi tavsiye ediyorum.inanın eve dönmek bile istemeyeceksiniz.
yer; dolmabahçe sahili
zaman ; bulabildiğiniz her an(akşam üstü tavsiye edilir)
üzgünüm seni çürütmeyi istemezdim.