Başlıkta gayet güzel özetliyor ama yok ben illa açıklamayı da okurum, kıl tüy adamım ben diyorsan anla ki bu blog mlog işleri gereksiz işler. 'Öyleyse sen niye blog takılıyon?' diye sorarsan iki dakka durmam kırarım çeneni. Sana mı sorucam ne takılıp ne takılmayacağımı, istemiyorsan bas git meşgul etme dükkanın önünü...

The Boat That Rocked

The Boat That Rocked
Sıcak film, makara, güzel... Müzikler isa haaarika, biraz eski ama benim kafada...

Cuma, Ocak 25, 2008

Yok artık Lebron James...

Harbiden yok artık Lebron James! Bugün 25 Ocak olmuş, Eser ile bile yılbaşı gecesinden beri görüşememişiz. Volkan ile aramızdaki bağ bizim sitenin güvenlik görevlisi sayesinde kuruluyor. Emre Dinçer'e milyon defa uğrayacağım sana dedim, sonuç hikaye, dayım desen aynı ve ben fark ettim ki en azından yılbaşı gecesinden beri hiçbir arkadaşımla görüşmemişim. Benim gibi özleme duygusunu aldırmış insan bile özleyebiliyormuş meğerse tüm arkadaşlarını ve bu daha uzun süre böyle gidecek gibi. S.kiim böyle hayatı.

Perşembe, Ocak 17, 2008

Şimdi asılalım küreklere...

Uzun süredir kafayı tozuttuğum, ortalıkta biber gibi gezdiğim, düşünmekten dolgumu yediğim dönemleri pek şükür atlattım. Zor kararlar verdim, bununla kalmadım kararları uygulamalara soktum, bununla kalmadım bugünden itibaren olaya -berbat bir deyimle söylemek gerekirse- "start verdim".

Pilot oluyorum. Ciddi ciddi pilot oluyorum. Şu an yaptığım işi belli bir alıştırma dönemi ile bırakıyor ve pilot oluyorum. Bizzat bir uçuş okulu ile anlaştım. 14-15 aylık sağlam bir eğitim sürecine giriyorum. Bu sırada yavaş yavaş işyerinden soyutluyorum kendimi, sorumluluklarımı devrediyorum, kendimi her geçen gün daha fazla derslerime ve uçuşlarıma veriyorum ve pilot oluyorum. Sonra da bu işi meslek olarak yapıyorum. Nedenini soracaklar varsa bizzat yüzyüze açıklamayı tercih ederim ama zaten beni yakından tanıyanlar tahmin ediyorlardır nedenini.

Bu sırada ihmal edeceğim dostlarımdan (sanırım herkes) şimdiden özür diliyorum. Yoğun bir süreç olacak, gündüz ve akşam iş ve dersler gece testler, hafta sonu uçuşlar derken 14 ay beni listeden silin. Ayrıntıları konuşuruz...

Perşembe, Ocak 10, 2008

biteceekk...

son bir ayda başıma gelen en iyi şey çeyrek piyango biletime amorti isabet etmesidir. böylece 6 ytl kurtarılmış oldu. bunun haricinde hiç bir şey iyi gitmiyor. Her şey çok karışık. Umutlarımı hala ayakta tutan tek şey o biletin bilgisayar monitörünün önünde her gece bana bakmasıdır. Demek ki her şey kötü gitmiyor diyebiliyorum ona baktıkça. 17 yaşında çocuklar gibi "insanlar beni anlamıyor" diyorum kendi kendime. Sanki çok anlaşılacak işler yapıyorum da! Karar veremiyorum, hayatımda ilk defa bu kadar aciz hissediyorum. O dillere destan egom saç jölesi oldu, kafayı yıkadım aktı gitti. İpek de anlamıyor beni. Kızmıyorum ona, kimseye kızmıyorum, kendime kızıyorum, yardım istemiyorum kimseden ama herkesin yardımına ihtiyacım olduğunu köpek gibi biliyorum. Ne allahın belası bir insanım ben. Asansördeyken asansörün halatı kopsun diye dua ediyorum, arabadayken yol aksa da viraja sağlam girip takla atayım istiyorum, iyi ki kara kızın aküsü bitik, yoksa onunla yapardık bir uçuş antrenmanı, gerçi yok kıyamam ben kara kızıma. Her şeyi araştırıyorum, inciğine cinciğine kadar öğreniyorum, sanki öğrendiklerimin kararlarımda etkisi olacak sanıyorum. Kendi içimi rahatlatmak için araştırıyorum oysa. Ben ne istediğimi biliyorum, vazgeçmeye çok çalışıyorum ama beceremiyorum. Ne istediğimi biliyorum ama karar verecek g.tü kendim de bulamıyorum. Yeter bitsin artık...

Çarşamba, Ocak 09, 2008

shrinks

daralıyor, herşey daralıyor ve ben sıkışıp kalıyorum... Hiç bitmeyecek gibi...