Başlıkta gayet güzel özetliyor ama yok ben illa açıklamayı da okurum, kıl tüy adamım ben diyorsan anla ki bu blog mlog işleri gereksiz işler. 'Öyleyse sen niye blog takılıyon?' diye sorarsan iki dakka durmam kırarım çeneni. Sana mı sorucam ne takılıp ne takılmayacağımı, istemiyorsan bas git meşgul etme dükkanın önünü...

The Boat That Rocked

The Boat That Rocked
Sıcak film, makara, güzel... Müzikler isa haaarika, biraz eski ama benim kafada...

Salı, Nisan 29, 2008

Dayı oluyorum uleeeeynnn....

Annem dedi, ablamın karnında (aslında o karın değil ama neyse!) bir tane mercimek varmış. Dayı oluyormuşum. 5 haftalıkmış. Çok şaşkın ve heyecanlıyım. Milyar defa kuzen olmuş bir insan olarak dayı olmayı kuzen olmak gibi hayal ediyordum ama "cık" öyle değilmiş. Garip. Herkes şokta. Bende şoktayım. İsim düşündük, benim tekliflerim
kız: Şimay Nur Göksu
erkek: Tayyip Zebercet. ("johnny depp" der gibi oluyor "zeber cet" demek!)

ayrıca Mercüment (ercüment ile mercimek arası, ben buldum!), Berceste gibi listenin üst sıralarını zorlayan adaylar da var. Zamanla daha iyileri de çıkar. Şimdilik "dayıı oluyorum uleeeeeyyynnnn"

Not: Tayyip Zebercet'in hatrına geçen gün izlediğimiz "death at a funeral" adlı filmden on numara sevimli bir şarkı koydum yan tarafa. Yamit Mamo kim ola ki diyenler araştırsın.

Cumartesi, Nisan 19, 2008

Bizim kanepe, on numaradır.

Tam "ohh yarın uçuşlar saat 9'da başlıyor, aslanlar gibi 8'e kadar uyurum" deyip sevinmiştim ki sabah saat 5 buçukta eser devesi (bazıları danası diyor, o da olur) aradı. Soruyor benim evin anahtarı sende var mı diye. Var dedim gel al. Böylecene piç olan uykum eser'in gelip kanepeye sermesi ile nihayete erdi. Akşam saat 5 buçukta döndüğümde eser hala uyuyordu. Şimdi kafasını yıkıyor, geldiğimden beri millet arıyor, herkese bugüne randevu vermiş, bizim kanepeyi hepsine tercih etmiş. Ama bizim kanepe de kanepe hani. Çok para döktük ama deydi, 2,5 -3 senedir üstünde oturuyoruz tık yok. Eve gelen direk onun üstüne oturuyor. Diğerleri değil de o çok davetkar. Bir kere çok rahat eşşoğlusu, geniş, içinde kendini kaybolmuş hissediyorsun. Mesela ipek'ten 6-7 tane rahat sığar içine, hemde ayakları üstüne toplayarak. Mesela bugün gelseler ver o kanepeyi sana 10 bin doları tıkır tıkır sayalım deseler, tamam satarım ama şöyle 2-3 dakka düşünürüm, o derece severim yani. mesela deseler ki kanepeyi üstünde eser ile alalım götürelim ama para vermeyiz (eser faktörü) deseler yine de 2-3 dakka düşünürüm. Çok kral kanepedir kendileri, çok severiz kendilerini, allah yapandan razı olsun. Neyse hadi benim ikea'ya gitmem gerek...

Perşembe, Nisan 10, 2008

Sinek gibi...

Salı günü, sıkıntılı bir sürecin ardından sonunda (ve en nihayetinde!) ilk yalnız uçuşumu yaptım. İnanılmaz bir şeydi, dünyada tek başıma olduğumu hissettim. Deli gibi bağırdım, çağırdım, reklamlardan etki herhalde "su gelir güldür güldür" türküsünü çığırdım. Sonra "ıyy, inşallah com'a basmamışımdır da kuleye ve akabindeki hava trafiğine rezil olmamışımdır" diye endişelendim. Kuş gibi diyemeyiz ama sinek gibi uçtum!!!

http://www.dosyaupload.net/download.php?file=409266

indirin bu sarkıyı. sifre sorarsa: 1234